Aydınlanma ve Ruhsal Rehberlik
Aydınlanma; kendimiz, çevremiz, dünya ve var olan her şey hakkında daha net bir idrak durumuna geçmemizdir. Bu idrak durumunun pek çok aşamaları olsa da temel olarak yolculuk; kişinin önce kendini sonra kendisinden başkalarının da olduğunu fark etmesiyle başlar. Kişi kategoriler oluşturup, insanları sınıflandırır. Sonra bu yaptığı sınıflandırmanın anlamsızlığını fark eder ve herkesin belirli şartlar dahilinde aynı duygu, düşünce ve deneyimi yaşayacağını, aynı davranışları sergileyeceğini, hiçbir fark olmadığı vb. şeyler düşünür. Bu acı ve ıstırabın hafiflediği hatta son bulduğu bir noktadır. Sloganları basittir: Hepimiz biriz ve sen Yaratıcının bir parçasısın gibi ifadelerdir. Bu aşamada en tehlikeli olan durum ise; arayışın durduğu bir noktaya dönüşebilme ihtimalidir. Çünkü bu seviyedeki kişiler; çevrelerindeki bilinçsiz kişilere, bu fark edişlerini ve bilgilerini aktarırken, egolarına yenilip, hayatın mantığını çözdüklerini zannetmeye başlarlar. Yani bu aşamada kibir tuzağına düşme ve ilerlemelerinin ( tekamülün ) durma ihtimali vardır. Bu aşamaya kadar kişi aslında zihinsel bir jimnastik yapmaktadır. Asıl açılım ve aydınlanma ise büyük sonuçlar doğuran, küçük ruh farklarını görmeye başladığımız anda oluşur. Kısaca; aydınlanma ulaşılmaya çalışılan bir son değil, aşamaları olan sonsuz bir yolculuktur. Aslında bu sonsuz yolculuğun her bir basamağı kendi içinde bir aydınlanmadır. Bu nedenle aydınlanmayı her bir aşamasına göre farklı şekillerde tanımlayabiliriz. Yolculuğun en alt basamağındaki aydınlanmayı ifade etmek için kullandığım ve çok sevdiğim bir betimleme vardır: “Çok güzel bir yaz gününde, sessiz bir yerde, çimlerin üzerinde gözleri kapatıp bir süre oturduğunuzu düşünün. Gözlerinizi açtığınızda dünya bir başka güzel ve canlı görünür. Gün ışığı sihirli gibidir.” Hepimizin yaşadığı bu fark ediş aydınlanmanın ilk basamağıdır. Aydınlanmanın bilinen en üst sınırı yani en popüler ismi ile Nirvana’ya ulaşmayı ise şöyle ifade edebiliriz; “ Dünyada gelmiş geçmiş, yaşamış her insanın beyninin sorduğu ya da düşündüğü bütün soruların cevabını bilme halidir.” Yani aydınlanmış olmak demek bütün cevapları bilen kişi olmak demektir.
Küçük ruh farklarından büyük sonuçların doğabileceğini fark ettiğimiz nokta, aslında ruhsal yolun başlangıcı gibi de ifade edilebilir. Bu aşamada zihin varoluşun özünü ve anlamını sorgulayan iddialı sorular sorar: “Nasıl bir açıdan hepimiz bir ve aynı iken, diğer açıdan herkes farklı olabiliyor? İnsanları boşlukta hareket eden noktalar olarak varsayarsak, bu noktalardan biri veya hepsi, neye göre yön değiştirmektedir? Nereye ilerlemektedir? Kendini nasıl keşfedebilir? Yönlendiren bir güç olabilir mi?” Bir kişi bu gibi soruları sorgulamaya başladıysa, bilgili, tecrübeli, karakter olarak olgun bir hale gelmiş demektir. Bu soruların cevaplarını anlamaya başladığı noktada ise bilgeleşmeye başlar. Ancak bu aşamadaki cevaplar artık kelimelerin anlatmaya yetmeyeceği bir anlamla doludur. Kişinin bunları içsel olarak da özümsemesi gerekir. Yani kişi önce bir takım kaynaklardan standart cevaplar edinir ama bu yeterli değildir. Kişinin içinde “Bilme Hali” diye tabir edebileceğim bir kavrama durumunun oluşması gerekir. Ama varoluşun anlamını ve özünü idrak etse bile, yol ve sorular burada da bitmez, daha sorulacak çok soru vardır: Uzaylılar, kara delikler, reenkarnasyon, ölümsüzlük, sonsuzluk, tekamül, kıyamet, mucize ve kerametler vb… Kişi bu soruları veya kendi seviyesinden yukarıdaki soruları önceki aşamalarda da sorabilir. Çünkü bilginin hızla yayıldığı bir çağdayız ve zihin kendi çaba sarf edip bulmadan, bu soruları herhangi bir kaynaktan duyup sorabiliyor. Bir takım cevaplara araştırıp ulaşabiliyor. Burada ayırt etmemizi sağlayan gerçek, “Bilme Hali”ne ulaşıp ulaşmadığıdır. ( Bu noktada tabi ki; kişi cevaplara “Bilme haline’’ ulaşıp ulaşmadığını nasıl anlar sorusu sorulabilir. Bunun açıklamasına burada değinmek istemiyorum ancak kısaca ifade etmek gerekirse; cevaba ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorsa, bunu sorgulamaya devam ediyorsa, cevaba ulaşmamıştır! )
Kişi ruhsal yola girdikten sonra; kendisi ve çoğunluk bu aşamaya yabancı olduğu için, yoluna devam etmekte zorlanır. Yanında yaşadığı deneyimleri paylaşabileceği, onu anlayacak ve de yeni sorularını sorabileceği birilerine ihtiyaç duyar. Bu aşamada karşısına çıkan, onu anlayan, içinde oluşan anlamsızlığı ve boşluğu doldurup onu rahatlatan ilk kişinin peşine takılır. İşte burada “Ruhsal Rehberlik” kavramı ortaya çıkar. Kişinin bu aşamada bir ruhsal rehber arayışı doğaldır. Ancak günümüzde yazının üst kısımlarında da bahsettiğim aydınlanmanın belirli bir seviyesine ulaşmış ve hayatın mantığını anladığını düşünen egosuna yenilmiş kişilerde kendisini guru gibi lanse edip rehberlik yapmaktadır. Bu tamamen sakıncalı bir durumdur. Onları ruhsal rehber saymayı doğru bulmuyorum. Birde ruhsal yolun başında olan ve varoluşun anlamıyla ilgili bazı idrakler yaşamış kişilerde rehberlik yapmaktadır. Bu kişiler kendi deneyimlerini yaşatma konusunda gerçekten faydalı olabilirler. Karakter, ruh, akıl gibi yönlerden benzerliklerimiz varsa bu kişilerden bir şeyler öğrenebiliriz. Ancak uzun vade de bu birliktelik bizim önümüzü görememe ve kendi yolumuzu bulamamaya neden olur. Yani bu kişilerin rehberlik yapması nadir durumlarda faydalı olabilirken genellikle bizi çıkmazlara götüren çok sakıncalı bir duruma dönüşür. Zaten bu aşamadan sonra kişinin ilerlemek için gerçek bir rehbere ihtiyacı vardır. Ancak doğru bir ruhsal rehber bizi aydınlanmaya götürebilir. Doğru bir rehberle ( Ben bunu “Bilge Rehberler” olarak ifade etmeyi seviyorum. ), sıradan bir rehber arasında birçok fark vardır. Bu farklardan bazılarına karşılaştırmalı olarak, birkaç madde şeklinde değinmek istiyorum.
Rehber: Sadece kendi yolunu bilir ve sizi kendi yoluna davet eder. Genellikle onun yolu dışındaki yöntemleri ve bilgileri küçümser, önemsemez, hatta dalga geçer.
Bilge Rehber: Aydınlanmaya giden pek çok ana yolun olduğunu ve hatta her ruhun kendine özgü bir yolu olduğunu bilir. Her sistemin birileri üzerinde işe yarayacağını bilir. Kimin hangi yöntemle ilerlemesi gerektiğini bilir. Hiçbir bilgiyi küçümsemez. Gerekirse sistemleri anlaşılabilir bir düzene sokar.
Rehber: Yol gösteren kişidir ve yapman gereken standartların olduğunu, başka yolun olmadığını söyler.
Bilge Rehberler: Yol göstermez. Yolunda yürürken anlayamadığın şeyleri anlamana yardımcı olur. Sana seçeneklerini gösterir.
Rehber: Değer yargıları ve tartısı kendine özgüdür. Seni ona göre tanımlar. Dengeli veya dengesiz bulur.
Bilge Rehberler: Seni kendi değer yargıları ile tartmaz. Başkaları için çok yanlış bir şeyin senin için doğru olabileceğini bilir. Seni, sana göre tartar.
Rehber: Sık sık içine dön, iç sesini dinle, cevap içinde, hepimiz biriz, okyanusta bir damlasın gibi klasik cümleler kullanır.
Bilge Rehberler: Direkt net cevaplar verir ya da sana bunu şimdi açıklayamam der.
Rehber: Çevresi hayranları veya müritleri ile dolu olur.
Bilge Rehberler: Çevresi dostlarıyla doludur.
Rehber: Sürekli sana yapacak bir şeyler bulur. Hızlıca ilerlemeni sağlamaya çalışır. Hatta zorlar ve panikletir.
Bilge Rehberler: Durdurur, sakinleştirir, rahatlatır, güven verir. Bütünsel olarak gelişmeni sağlar. Akışla uyumlu hale getirir.
Rehber: Kendi deneyimini size yaşatmaya çalışır. Eğer izin verirse yanında yer alabilirsiniz.
Bilge Rehber: Sana yolunu bulmanda yardımcı olur ve deneyimlerine ortak olur. Senin yanında yer alır.
Rehber: Seni arar ve yönetmeye çalışır. Sen karşılığında yeterince aramıyor, ilgi göstermiyorsan senden uzaklaşır. Her şekilde kurallarına uyarsan belirli zamanlarda ulaşabildiğin kişidir.
Bilge Rehberler: Asla seni aramaz. Sen aradığında aradan ne kadar zaman geçse de seni samimiyetle karşılar. Sanki aradan hiç zaman geçmemiş gibi hissedersin. Genellikle de ulaşmakta zorlandığın ama acil durumlarda karşına çıkan kişidir.
Rehber: Genellikle yaptığı araştırmalar ve aldığı eğitimlerden edindiği bilgileri sana sistematik bir şekilde öğreten ve bu bilgiyi sana kararlaştırılan belirli zamanlarda anlatan kişidir. Bilgisinden faydalandıracağı kişileri kendi seçer.
Bilge Rehberler: Ne zaman, nerde karşına çıkacağı ve ne anlatacağı belli olmayan kadersel karşılaşmalarla denk geldiğin ve yanından büyülenmiş gibi ayrıldığın kişidir. O seni seçemez, sen onu seçebilirsin.
Rehber: Her zaman karizmatik, etkileyici, kararlı, dikkat çeken biridir. Her şekilde fark edilir. İnsanüstü bir varlıkmış, zaafları yokmuş gibi davranır. Sizi kendisine bağımlı hale getirebilir.
Bilge Rehberler: Genellikle sakin, sessiz, sıradan, kendi halinde, dikkat çekmeyen kişilerdir. Ancak konuşmaya başlarlarsa bambaşka birine dönüşüp, büyük bir sevgi, sıcaklık, huzur ve anlayış yayarlar. Bağımlı hale gelmemeniz için zaaflarını size açıkça gösterip, sadece bir insan olduklarını hatırlatırlar. Yine de bağımlı hale gelirseniz, sizin iyiliğiniz için sizden uzaklaşırlar.
Bunlar gibi daha birçok fark sıralanabilir. Ancak Ruhsal Rehberlik konusunu kapatmadan önce kısaca değinmek istediğim iki tür rehber daha olduğu için konuyu burada kesiyorum. Aslında Ruhsal Rehberlik kavramı dört şekilde yaşanmaktadır. Yani Ruhsal Rehberlik kavramı bu iki temel durumla sınırlı değildir. Birde bunların karşıt varoluş durumları (“Anti” diye ifade edeceğim) söz konusudur. Bu ayrım ve fark yaratılışımızdaki özden kaynaklanır. Rehberlerin ve Bilge Rehberlerin genel özelliği huzur ve bilgelik iken, Anti Rehberlerin ve Anti Bilge Rehberlerin genel özelliği güçlü bir ego ve kıvrak zekadır. Bu iki duruma kısaca değinmek gerekirse:
Anti Rehber: Bu insanlar büyük ruhsal gerçeklik ifadelerini alıp, bunu karanlığa dönüştüren kişilerdir. Çok tehlikelidirler. O kadar büyük bir zeka ve uyanıklığa sahiptirler ki; Görünürde çok güzel şeyler söyleyip, bizi hiç farkında olmadan büyük yanlışlara sürüklerler. Uyguladıkları formül aslında çok basittir: “En büyük karanlıklar, en büyük ışıkların içine gizlenir.” Örneğin; Hepimiz biriz kavramından yola çıkıp, Yaratıcının bir parçası olduğumuzu öne sürüp, egoyu körüklerler. Külli irade karşısında, cüzi iradenin anlamsızlığını yani Yaratıcının her şeyi bildiği bu nedenle onun izni olmadan bir şey yapmanın mümkün olmadığını vurgulayıp, suçluluğu yani vicdanın sesini yok edip bizi akıl ve irademizden uzaklaştırırlar. Akıl ve iradeden uzaklaşmışsa insan; tekamülü durmuş, arayışı bitmiş, yolunu yani kendini kaybetmiş demektir.
Anti Rehberin; Rehberden ve Bilge Rehberlerden en büyük farklarından biri, kendine aitmiş gibi sunduğu bilgiyi aslında bir Rehberden veya Bilge Rehberden edinmiş olmasında yatar. Ancak edindiği bu faydalı ve anlamlı bilgiyi tamamen çarpıtacak ve bambaşka bir sonuca götürecek şekilde ifade eder. Yani bilgiyi; bizi çabasızlığa, zevke, sefaya ve hayatta büyük anlamlar aramaya gerek olmadığı sonucuna götürecek şekilde düzenler. Anlattığı bilgi o kadar güzeldir ki gönlümüze, ruhumuza hitap eder ve kurduğu mantıkla da bizi, nefsimizin tam da istediği sonuca götürdüğü için sorgulamadan kabul etmek isteriz.
Anti Bilge Rehberler: Bu insanlar genellikle hayatın ve insanların bütün kötülükleriyle yüzleşen ve en karanlık noktalarda dolaşan kişilerdir. Bu kişiler aslında çok zor ve önemli bir görev üstlenmişlerdir. Onların öncelikli amacı insanları uyarmaktır. Bunu yapabilmek için de keskin bir zekaya sahiptirler. Zekaları sayesinde sistemdeki ve uygulamalardaki, toplumdaki, inançlardaki vs. bütün çarpıklıkları anında fark ederler. Fark eder etmezde insanları uyarmaya başlarlar. Bu uyarıyı; bazen mizah yoluyla, bazen eleştirerek, bazen dalga geçerek, bazen sinir ederek yaparlar. Yanlış ve kötü alarmı gibidirler. Rehberler ve Anti Rehberlerin korkulu rüyası olurlar. Amaçları hiçbir zaman bilgi vermek, yol göstermek, rehberlik etmek olmaz. Onların amacı insanların kandırılmasına engel olmaktır. O kadar zekidirler ki; “Işığın içindeki gizli karanlık, ne kadar sağlam bir mantıkla gizlenmiş olsa da kötülüğü anında görürler ve o mantığı hemen çürütürler.” Tespit ettikleri bu çarpıklıkları da mümkün olduğunca çok insana ulaştırıp, onları uyandırıp, bu yanlış bilginin yayılmasına ve kabul görmesine sekte vururlar.
Son olarak belirtmek istediğim bir konuda Aydınlanma yolculuğunda illa bir rehbere ihtiyaç olup olmadığıdır. Aslında 3 ana yol vardır. Bu yollardan sadece biri rehberlidir. Ama bu konuya daha sonra değineceğim.
DERYA ŞİMŞEK GENÇER
Reiki Master